Camera Lucida – Roland Barthes (Punctum)
Fotoğraf teorisi ve fotoğraf kritiği konularında yazılmış en iyi kitap, Camera Lucida – Fotoğraf üzerine düşünceler, adeta Roland Barthes fotoğraf ve etkisi üzerine geriye söylenecek bahsedilecek pek bir şey bırakmamış ama onun fotoğraf üzerine iki kavramı olan Punctum ve Studium‘u bize armağan etmiş.
“Fotoğraf üzerine yazma tutkumun açığa çıkardığı karmaşa ve ikilem, aslında sürekli olarak çektiğim bir sıkıntıyla ilgiliydi: biri anlatımcı, diğeri eleştirel iki dil arasında savrulan bir özne olmanın sıkıntısı.” demişti Barthes
Camera Lucida’da fotoğrafın ne olduğu sorusuna yanıt arama serüveni ile açılış yapılıyor, işin felsefi boyutuna iniliyor, fotoğraf ile ölüm arasında bağlantı kurulabilecek noktaya gelinebiliyor ki Barthes kitap tamalandıktan kısa bir süre sonra ölmüş.
Roland Barthes Camera Lucida’da fotoğrafın özelliğinden, sınıflandırılmayan fotoğraftan, ayrılış olarak duyguyu betimlemekten, fotoğraflan kişiden, izleyiciden bahsediyor, bazen fotoğrafı bir serüven olarak görüyor,ışıktan, sesten, uysal fotoğraftan yüzhatlarından kavramsal düzeyde her türlü bilgiyi veriyor ve en önemlisi punktum dan bahsediyor, studium dan bahsediyor..
Studium:
Fransıza yada latince kökeni olan bir sözcük ve genel heves ama özel keskinliği olmayan bir tür kendini verme anlamına geliyor studium.Bakılan fotoğrafa karşı uyanılan genel ilgi olarak tanımlıyor Roland Barthes.
Punctum:
Latince ısırık, küçük kesik, benek, küçük delik anlamına geliyor. Ve Barthes bir fotoğraftaki Punktum beni delen (ve aynı zamanda bana acı veren bereleyen) şeydir, beni benden alandır, beni delendir şeydir diyor.
Barthes için punctum tutku olarak tarif edilirse, studium aşk bile değil sadece yarı hoşlanmadır..
Aşağıdaki Fotoğraf üzerinde studium ve punktumu belirterek fotoğrafı okumasını aynen aktarıyorum :
“Studium her zaman kodlanmıştır, punctum ise kodlanmamıştır, aşağıda Nadar, 1882’de Savorgman de Brazza’yı Fransız denizcileri gibi giyinmiş iki zenci arasında fotoğraflamış, çocuklardan biri elini garip biçimde Brazza’nın bacağına koymuş. Bu uygunsuz haraket bakışlarımı yakalamalı ve bir punctum oluşturmalıdır. Oysa bir punctum değildir, çünkü bu duruşu istesemde istemesemde hemen “sapmış” diye kodluyorum (benim için bunktum öteki çocuğun kavuşturulmuş olan kollarıdır ). İsimlendirebildiğim bir şey beni gerçek anlamda delemez. İsimlendirememe özürü rahatsızlığın iyi bir belirtisidir.”
Gerçekten o elin o bacağa dokunması Barthes’in dediği gibi punctum hissi uyandırmıyor çünkü bu anlamlandırılabilen bir ironi , o zaten fotoğrafta anlaşılabilen tarif edilebilen genel çekici kılan şey ama soldaki çocuğun kollarını bağlaması tarih edilemez sizi delen bir şey işte tam olarakta punctum budur. Punctum tamamen kişisel ve açıklanamasına gerek olmayan bir etkidir.
Punctum’u analiz edip etkinin sebebini anlamaya çalışmak zaten Studium’a girmeye başlar. Punctum izleyiciyi delip geçen bir esrardır, fotoğrafın büyüsüdür.
Barthes fotoğrafa, fotoğrafcı gözüyle bakmıyor, izleyen gözüyle bakıyor Barthes bir fotoğrafçı olmadığı gibi fotoğraf konusunda teknik bir birikime de sahip biriside olmamış. Camera Lucida’da da, tamamen kendi kişisel bakış açısı ile fotoğrafın ne olduğunu ve kendisine hissettirdiğini irdeliyor.
Fotoğraf bakan insanı şaşırtmalı, bir şeyi göstermeli yada tutku uyandırmalı diyor.
Tekil fotoğraf tanımını ortaya koyuyor Barthes ,tekil fotoğrafı şöyle tanımlıyor; Fotoğraf gerçekliği ikileştirmeden kararsız bırakmadan vurguyla dönüştürürse tekil olur:ikilik,dolaylılık, rahatsızlık olmadan. Basın fotoğrafları tekildir mesela diyor Barthes onları okumamı bölmez onlarla ilgilenirim ama aşık olmam diyor. Pornoğrafik fotoğrafta tekildir diyor Barthes erotik fotoğraftan bahsetmiyor, “erotik, rahatsız edilmiş,zedelenmiş pornografidir” diyor.
Baştada belirtiğim gibi fotoğraf üzerine söylenebilecek her türlü şey bu kitapta mevcut, herkes taraftan okuması gereken bir kitap olduğu kadar fotoğraf ile uzaktan yakından ilgilenen herkesn kitaplığında bulunması gereken bir kitap!
Kitabı kütüphaneden aldığımda ilk başta 17. sayfasına kadar okuyabildim. Sonra arkadaşlarımın yoğun ısrarı üzerine 24. sayfaya kadar gelebildim ve şu anda kitabı iade etmem gerekiyor. Doğrusunu söylemek gerekirse dilinden çok sıkıldım.
Keske devam etseydiniz, hic degilse fotograf okumalarina bir goz atsaydiniz, evet malesef akici bir anlatim yok oyle bir kaygisi olmamis, ben bu tur kitaplari okurken, elimin altinda baska bir kitap, cogu zaman bir roman bulunduruyorum, bunaldigim anlarda o kitaba atliyorum, kucukken annemizin ispanak yemegini bize makarna ile birlikte sunmasi gibi..
Fotoğraf okumaları için kitabın süresini uzattırıyım o zaman. 3. ve son denemem olsun 🙂
Bir dipnot bu tip bir kac kitap daha okudum biride unlu Susan Sontag- Fotograf Uzerine; goz atma sansin olurmu bilmiyorum inan bu onlarin yaninda gayet akici bir kitap, en azindan cevirmenin koydugu indexe bakarak bolum secebilirsin :)..
Şu anda Özcan Yurdalan’nın “belgesel fotoğraf ve fotoröportaj” kitabına başladım. Bir daha kütüphaneye çıktığımda bakarım o kitaba da. Teşekkür ettim 🙂