Kiva ile bir insanın hayatını değiştirin!
www.kiva.com, dünyanın öbür ucunda örneğin bir Uganda’lıya sizin için çok anlam ifade etmeyen 50 dolar borç veriyorsunuz ve o insan para ile işini kurup size mikro krediyi geri ödüyor sistem çok iyi işliyor, verdiğiniz para ile neler yapıldığını görebiliyorsunuz , Kiva’nın kurucularından Jessica Jackley hikayesini anlattığı konuşmayı TED’tede görünce paylaşmak istedim ..
“Çok şükür ki birkaç yıl önce, benim açımdan bu durum değişti. Bu beyefendinin bir konuşmasını dinledim, Dr. Muhammed Yunus’un. Sanırım aranızdan pek çoğu onun kim olduğunu biliyor yine de herhangi konuşmasını dinlemeyenler için kısaca tanıtayım. Dr. Yunus, birkaç yıl önce mikro finans üzerine öncülük ettiği çalışmasıyla Nobel ödülüne layık görüldü. Ödülden üç yıl önce kendisini dinlemiştim. Siz de konuya yabancıysanız, mikro finansı yoksullar için bir finans hizmeti olarak görebilirsiniz. Bankanızdan aldığınız tüm hizmetleri düşünün ve bütün o ürünlerin ve hizmetlerin günde sadece birkaç dolarla yaşayan birine göre yeniden şekillendirildiğini hayal edin. O konuşmasında Dr. Yunus, fikrini paylaştı, amacın ne olduğunu açıkladı ve Grameen Bankasında neler yaptığını anlattı. ve özellikle mikro kredi üzerinde durdu ki, bu minik kredi ile birilerinin bir iş kurabileceğini gösterdi. Konuşmasının beni heyecanlandırmasının birkaç sebebi vardı. Öncelikle dünyayı değiştirebilecek bu yeni yöntemi öğrenmiştim ki, bu yöntem bir kerecik olsun belki biriyle etkileşim kurarak ona yardım edebilmemi ve tuhaf kaçmayacak ve hatta kendimi kötü hissettirmeyecek bir paylaşımda bulunmamı sağlayacaktı. Çok heyecanlanmıştım. Daha da önemlisi, yoksullar hakkında önceden hiç duymadığım türden öyküler anlatıyordu. Hatta bahsettiği kimselerin vasıfları arasında yoksulluk son sıralardaydı. Her sabah uyanıp ailelerine daha iyi bir yaşam sağlamak için uğraşan güçlü, zeki, çalışkan girişimcilerden bahsediyordu. Tek eksikleri, bu uğraşı hızlandıracak ve geliştirecek kadar, küçük bir sermayeydi. Bu bakış açısından çok etkilendim.
Üzerimde yarattığı etkinin ne kadar güçlü olduğunu anlamam kolay değil. Ama şu kadarını söyleyeyim, mikro krediyi öğrendikten üç hafta sonra işimden istifa edip neler yapabileceğimi görmek için Doğu Afrika’ya taşındım. Uzun zaman sonra ilk defa bu insanlarla, bu girişimcilerle tanışmak, hayatlarını kendi gözlerime müşahade etmek istiyordum. Böylece Kenya, Uganda ve Tanzanya’da üç ay geçirdim. Bir iş kurmak için eline 100 dolar geçen müteşebbislerle görüştüm. ve bu sayede hayatımda ilk defa, o insanlarla, benden çok çok uzakta olduğunu düşündüğüm o şekli şemali tarifsiz kitleyle arkadaşlık kurmaya başladım. Dost olmaya, bireysel hikayelerini dinlemeye başladım. Onlarla tekrar tekrar görüşüp aralarında günler geçirdim ve hayatlarının nasıl değiştiğini, o ufacık muhteşem değişim kıvılcımlarını gözlemledim.
Keçi çobanlarından elde ettikleri o parayla birkaç keçi daha alıp işlerinin yörüngesini nasıl değiştirdiklerini dinledim. Böylece biraz daha fazla kazanç elde ediyor, hayat standartlarını bir parça ilerletebiliyorlardı. Hayatlarında son derece ilginç küçük ayarlamalar yapıyor, mesela çocuklarını okula göndermeye başlıyorlardı. Sivrisineklerden korunmak için cibinlik satın almaları, kapıya bir kilit asarak güvenlik duygusunu güçlendirmeleri mümkün oluyordu. Hatta bu parayala belki sadece, evlerine misafir olduğumda ikram ettikleri çaya bir parça şeker atabilimekten dolayı gurur duyuyorlardı. Görüştüğüm 20 keçi çobanı için bu güzel ayrıntılar anlamlıydı, hayatı bu küçük detaylar güzelleştiriyordu. İşte beni derinden etkileyen diğer şey de bu oldu. Elime bir sihirli değnek alıp bütün sorunları bir anda ortadan kaldırmış olsam bile birçok hata yapabileceğini bilmek, bunu ilk defa anlamak insanı küçültüyor. Çünkü insanlar için yapabileceğiniz en iyi şey, onların kendi hayatlarını kontrol edebilmelerini ve kendileri için istedikleri şeyleri elde etmelerini sağlamak olacaktır. Bu şekilde olmayan her yardımın, insanı nasıl aşağıladığını gördüm.
Neyse, oradayken yaşadığım bir başka tecrübe de, kimsenin benden bağış talep etmemesi oldu. Halbuki sadaka vermeye alışkındım, değil mi? Fakirlere para verirsin, yardım etmiş olursun. Hiç kimse benden bağış istemedi. Aslında kimse, onlar için üzülmemi de istemiyordu. Sadece kendi kabiliyetleri dahilinde yapmakta oldukları işleri geliştirecek bir şeye ihtiyaçları vardı. Böylece orada duyduklarımın ardından borç isteyenlere kredi açmanın mantıklı ve heyecan verici olduğunu düşünerek zaman geçirdim. Bu arada, okulda şiir ve felsefe eğitimi aldığımdan başlangıçta kâr ile gelir arasındaki farktan bile habersizdim. Para varsa tamamdır diye düşünüyordum. İş hayatına girişim işte bu 100 dolarlık minik sermayelerle oldu. Zamanla kârın, gelirin, borcun sermayeye oranının ne demek olduğunu çiftçilerden, terzilerden, keçi çobanlarından öğrendim. Sonra bu fikrin, iş kurmaya ve umuda dair bu yeni hikayelerin arkadaşlarla ve ailemle paylaşılabileceğini düşünüp belki bu sayede ihtiyaç duydukları krediyi bulabilirim böylece ticari faaliyetlerini geliştirebilirler dedim. İşte bu küçük fikirle Kiva doğdu.
Birkaç ay sonra, basit bir web sitesi ve bir dijital fotograf makinesiyle birlikte Uganda’ya döndüm web sitesini ortağım Matthew’la kurduk, fotograf makinesiyle yeni yedi arkadaşımın fotograflarını çektim ve işlerini nasıl kurduklarına dair hikayeleri web sitesine yerleştirdim. bilgileri arkadaşlara e postalar atarak “gerçi henüz resmi onay gelmedi ama bunun yasal olduğu kanısındayız. Ne dersin? Bu işe katkı verir misin? İhtiyaç duydukları krediyi açar mısın?” dedik. Para bir gecede geldi. Kredileri hemen Uganda’ya yolladık. İzleyen altı ay içinde harika şeyler oldu. Girişimciler krediyi aldı, daha doğrusu işleri kredilendirildi, işlerini geliştirme, hayatlarını idame ettirme ve yaşam yörüngelerini dönüştürme imkanı buldular. Ekim 2005’te bu yedi kredi verildikten sonra Matt ile birlikte web sitemizi deneme aşamasından çıkardık, “küçük deneyimiz başarılı oldu. Şimdi sahicisine başlayabilir, yasal olarak faaliyete geçebiliriz” dedik. Ve Ekim 2005’ten 2006’ya kadar geçen ilk yılda, Kiva 500.000 dolarlık kredi temin etti. İkinci yıl toplam rakam 15 milyona ulaştı. Üçüncü yılda genel toplam 40 milyon civarındaydı. Dördüncü yıl 100 milyonun biraz altındaydık. ve bugün, beş yıldan kısa zamanda Kiva, 25 dolarlık kredi birimlerinden oluşan toplam 150 milyon dolarlık güce ulaşarak borç verenlerle girişimcileri buluşturuyor ve 200 ülkede bir milyondan fazla insana ulaşıyor.
İşte Kiva’nın bugünlere geliş öyküsü böyle.”
Hello! eeeedbd interesting eeeedbd site!