Açlık Oyunları Üçlemesi
Açlık Oyunları (The Hunger Games) üçlemesi Kuzey Amerika yıkılmasından sonra, belirsiz bir gelecekte geciyor, bu bir distopya (bkn. Distopya bir Ütopya Değil ) geleceği, Panem Ulusunun eğemen olduğu başkent Capitol ve 12 adet mıntıkadan oluşan dünyada , bir de 13. mıntıka var ki Capitol tarafından yok edildiğine inanılıyor.
Her kitap 9 bölümü bir kısıma dek gelen toplam 3 kısımdan dolayısıyla 27 bölümden oluşuyor. Suzanne Collins bunun 3 perdelik oyun yazarlığının bir öğretisi olduğunu söylemiş.
- Açlık Oyunları (bkn. Açlık Oyunları)
- Ateşi Yakalamak
- Alaycı Kuş
Collins ana ilham kaynağının Yunan efsaneleri Theseus ve Minotaur’ ten geldiğini söylüyor. Bu efsanelerde ki hikaye şöyle; geçmiş suçlardan dolayı bir ceza olarak, Minos uygarlığı güçleri Atina’yı yedi genç erkek ve yedi kızlarını feda etmek zorunda bırakıyor…
Ayrıca Collins’in ilham kaynaklarından birininde TV reality showlar olduğu aşikar. Açlık Oyunları üçlemesi özellikte birinci ve ikinci kitapta bu kara kurgu üzerine inşaa edilmiş. Collins o kanal bu kanal sörf yaparken insanları saçma sapan ödüller için saçma sapan yarışmalarda olduklarını görmüş – Survivor’u izlemiş olabilir- ve daha sonra TV’de Irak savaşının görüntüleri görmüş. İşte bu iki farklı konuyu Collins usta bir şekilde birleştirebilmiş ve 3 kitaplık bu akıcı seriyi oluşturmuş.
Collins içinde bulunduğumuz dünya düzenini , savaşları ve TV showlarının daha nerelere kadar gidebileceğini, arkadaşın arkadaşa neler yapabilecceğine, eleştirisel bir bakış açısı getirirken , son sayfasına kadar çıkmaz bir aşk hikayesinide – Katniss ve Peeta, Katniss ve Gale – macera ve gizem tadında içinde barındırıyor.
Karakterler :
- Katniss Everdeen , Alaycı Kuş
- Peeta Mellark
- Gale Hawthorne ,
- Haymitch Abernathy , Katniss’in akıl hocası
Collins her ne kadar üçlemenin 3.kitabının teşekkür bölümünde , annesine moda konusunda teşekkür ederken , moda konusunun kendisinde çokta tutmadığını söylesede, 1. ve 2. kitapta 100 sayfayı bulan kıyafet anlatımları biz erkek oyucuları biraz sıksada, bu sayfaların bayan okuyucuları kendine çektiği muhakkak, serinin beyaz perdeye aktarılacağını düşünürsek aniden alev alan yanan , kömüre dönüşen kıyafetlerin, kostümlerin tasarımı ilgi çekici olacağa benziyor..
Üçlemelerin çoğunda olduğu gibi bu üçlemede de en ilgi çekici kitap ilk kitap ama diğer 2 kitapta fazlasıyla sürükleyici.
DipNot : Collins üçlemenin sonunda öyle bir teşekkür listesi çıkarmış ki , adeta insan bir film izlemişte sonunda siyah ekranda bitmek bilmeyen filmde emeği gecenler listesini izler gibi öylece kalıyor ; editörler ,başlık ustası, not verici, yönetici editör , yetenekli yaratıcılık danışmanı, kapak tasarımcı, manager , satış ekibi, yazar dostlar.. İnsan bu ekibi bana verseler Ilyada destanını yazarım diye düşünüyor değil.
stieg larsson un milenyum üçlemesinden sonra bu zevki zor yakalarım diyordum ama bu üçleme de çok iyi hakikaten…
millenium'dan sonra çok zor be 🙂
yok yok kesin oku derim,önce oku filmi sonra seyret
Ben kitabını okumadan seyredenlerdenim. Konu vasat geldi ve senaryoda bazı hatalar vardı. Ama yine de güzel bir filmdi. Belki de kitabını okuyanlar için tadı başkadır.
yok film çok daha iyi olabilirdi Muratcım hakikaten vasat,kitaptaki çoğu detay filmde yok zaten