Hayatınızın Şarkısını Size Kim Fısıldıyor?
Bazı Afrika kabilelerinde bir kadın hamile olduğunu anladığı zaman, birkaç arkadaşı ile birlikte yabani çayırlara gider ve orada çocuğun şarkısını duyana kadar dua eder, meditasyon yaparlar. Çünkü inanırlar ki; her ruhun yaşam amacını ifade eden kendi titreşimi vardır. Hamile kadın şarkıya uyumlandığı zaman, hep birlikte onu yüksek sesle söylerler. Sonra kabileye döner ve o şarkıyı herkese öğretirler. Çocuk doğduğu zaman, kabile toplanır ve ona hep birlikte şarkısını söylerler. Daha sonra da hayatının önemli evrelerinde çocuğa hep şarkısı hatırlatır; eğitime başladığı zaman, yetişkinliğe geçerken, evlilik zamanında köylüler toplanır ve çocuğun şarkısını söylerler..
Afrikalı eğer hayatı boyunca herhangi bir zamanda bir suç işlerse ya da kötü bir davranışta bulunursa, köyün merkezine çağrılır ve onun şarkısını ona söylerler. Kütü davranışı ceza ile düzeltmeye çalışmazlar şarkı ile yaparlar bunu.. Ve son olarak serüveni tamamladığında, öbür hayata geçerken ona şarkısını söyler, onu kendi şarkısı ile uğurlarlar.. (Tavuk Suyuna Çorba -ALAN COHEN)
Her dosluğun, arkadaşlığın ve aşkın da işte böyle ortaklaşa söylenen bir şarkısı ve rithmi var.. Kendimizi umarsızca bir boşlukta hissettiğimizde, bize güç verecek; kalbimiz kırıldığında bütünlüğü ; suçlu hissettiğimizde masumiyetimizii özrümüzü ve zihnimiz karıştığında bize amacımızı hatırlatacak anlam yüklenen şarkılar ..
Tıpkı Anais Nin’in şu sözündeki gibi; “Her dost içimizdeki bir dünyayı temsil eder; onlar gelene dek belki de henüz doğmamış olan bir dünyayı. Ancak bu buluşmayla doğar yeni bir dünya…”