Seçmediğini Seçseydin Mutlu Olmazdın
Farklı bir seçim yapmış olsaydınız daha iyi olacağını hayal etmek çok kolaydır. Hayal ettiğimiz alternatif seçimlerimizden pişmanlık duymamıza neden olur ve bu pişmanlık yaptığımız seçimden aldığımız tatminin değerini azaltır, bu iyi bir seçim olsa dahi böyledir.
Önümüzde ne kadar çok seçenek varsa, seçimimizle ilgili hayal kırıklığı yaratan şeyden pişmanlığımız da o kadar fazla oluyor , Barry Schwartz Seçme Çelişkisi Üzerine TED konuşmasında böyle diyor ;
İkincisi, ekonomistlerin ve proje yöneticilerinin fırsat maliyeti dedikleri şeydir , yani başka projeyi seçmenin bir maliyeti var... Değerlendirilecek birçok alternatif varsa, geri çevirdiğiniz alternatiflerin çekici taraflarını hayal etmek, kendi seçtiğinizle daha az tatmin olmak çok kolaydır.
Muhteşem sahil. Güzel bir gün. Her şeye sahipler. Daha iyi ne olabilir ki? ‘Kahretsin’ diye düşünüyor adam, ‘Ağustos. Manhattan’daki herkes evinden uzakta. Tam da evin önüne park edebilirdim.’ Ve iki haftasını, gün be gün iyi bir park yeri fırsatını kaçırdığını düşünerek geçiriyor. Fırsat maliyeti, bizim seçimimizden alacağımız hazdan çalar, seçimimiz müthiş olsa dahi.
Bütün bu seçim konusu insanlar üzerinde iki etki, iki negatif etki yapıyor. Bunların etkilerden biri, paradoksal olarak, seçimin özgürleştirmekten çok bir felç durumu yaratması. Seçecek birçok alternatifle, insanlar herhangi birini seçmekte zorlanıyorlar.. Ve bazen hiç bir seçim yapmıyorlar..
Eskiden her şey çok kötüyken her şey daha iyiydi.
Her şey daha kötüyken her şeyin daha iyi olmasının nedeni her şey kötüyken insanların hoş sürprizler yaratacak deneyimler yaşamalarının mümkün olmasıydı. Bugünlerde, yaşadığımız dünyada -biz bolluk içinde, umut edebileceğinin en iyisi, umduğunun en iyisi olmasıdır. Asla hoş bir şekilde şaşkınlığa uğramayacaksın çünkü beklentileriniz, beklentilerim, tavana vurmuştur. Mutluluğun sırrı beklentilerinizi düşük tutmaktır.
Sonuç olarak, eskiden olduğu gibi vitrinde sadece tek bir model varken kötü oturan bir kot pantolon satın almanın bir sonucu, memnun olmadığınızda ve kim sorumlu diye sorduğunuzda, cevap gayet açıktır. Sorumlu olan dünyadır. Ne yapabilirdiniz ki? Yüzlerce farklı model kot varsa, ve sizi memnun etmeyeni seçtiyseniz ve nedenini, kimin sorumlu olduğunu sorarsanız? Aynı şekilde bunun cevabı da açıktır, cevap sizsiniz. Daha iyisini yapabilirdiniz. Vitrindeki yüzlerce farklı kot pantalon varken başarısızlığın bir özrü yoktur. Ve bu yüzden insanlar karar verdiklerinde, bu kararın sonuçları iyi olsa dahi, bunlarla ilgili kötü hissederler, kendilerini suçlarlar.
“Keşke erken kalksaydım” yerine “bugün güzel uygudum yarın normalden erkek kalkabilirim”
“Keşke geç kalksaydım uykumu alırdım” yerine “fırsata bak bugün yatağa yattığım an uyurum yorgunum, yarın güzel olacak”
“Mutsuzum suçlu benim ya da sensin” yerine “mutsuzum ama biliyorum ki mutlu olduğumda sebebi ben ya da sen olacaksın”