Sen Bana Mevsimlerden Söz Et!
Bir dakika, bir saat, bir gün… Bunlar kent insanının kavramları. Sen bana mevsimlerden söz et! Zamanın tutsak yaşayanlarca uydurulmuş bir yanılsama olduğunu bilmiyor musun?
Arjantin’in ovalarından Yunanistan’ın Akdeniz güneşinde kavrulan topraklarına uzanan, klasik saplantının öyküsü: bir kadını ve bir erkeğin hikayesi. Tek farkla; Ricardo Vacarezza, Sara’yı üç bin yıl önce tanıdığını söylüyor. Aşk romani bir elin parmağı kadar okusam da aslında bu da bir aşk romanı değil, hatta kitabın köşesinde Aşk/Macera yazssada bu kitap çok fazla konunun irdelenmesiyle oluşmuş. Felsefeye, tarih, reenkarnasyon, şamanizm, gizeme bulanmış olağandışı bir aşkın yanısıra, şamanizim çıkışlı şöyle bir cümle geçer kitapta ki altı çizilesidir; “Bir dakika, bir saat, bir gün… Bunlar kent insanının kavramları. Sen bana mevsimlerden söz et! zamanın tutsak yaşayanlarca uydurulmuş bir yanılsama olduğunu bilmiyor musun?”
“Sen Bana Mevsimlerden Söz Et” Gilbert Sinoue “des jours et des nuits”
Kitaptan Notlar
İnsan karanlık bir deliğe yeterince uzun zaman bakarsa , sonunda deliğin dibinde ona bakan gözü görür…
İnsan sevdiğinde, günlük hayatın dengesi bozulur. Sınırlar silinir. Eğer sınırları aşamayıp sadece yaklaşırsanız bu sevgi değildir…
‘Hastalık,ölüm,umutsuzluk,yalnızlık bütün bunların nedeni ;ruhun tatmin olmamış arzularıdır.
Düşlerini dinlemeyen,ruhunu dinlemiyor demektir. Buda korkunç olur. Çünkü ruh üzülür,öylesine üzülür ki,bir gün bizden ayrılmaya karar verir.
İşte insan bu yüzden ölür. Öyleyse , kendin için ölümsüzlük istiyorsan düşlerini dinle… ‘
-Yoksa bana geleceği görmek mümkün mü demeye çalışıyorsun?
-Geleceği ve geçmişi.
-Geçmişimizi hepimiz biliyoruz. bunda ilginç olan ne?
-Benim sözünü ettiğim geçmiş, geçmişten ve diğer bütün geçmişlerden önceki geçmiş. yoksa insanın tek bir hayat yaşadığına inanacak kadar saf mısın? doğuyorsun, ölüyorsun, hepsi bu mu? hayır. doğarsın, ölürsün, doğarsın, ölürsün… sonsuza dek.