Suyun Hafızası!
“Homeopatik seyreltmeler” ve “Su Hafızası”, Michel Schiff’in ‘Su Hafızası’ adlı kitabının girişinde işaret ettiği gibi, akılcı ve zeki bir insanı bile şiddetli bir şekilde irrasyonel bir insana dönüştürebilen iki konseptir.
Suyun hafızası fikri, 1980’lerin sonlarında Jacques Benveniste’nin laboratuvarında ortaya çıktı ve 20 yıl sonra, giderek artan sayıda bilim adamı temel sonuçları doğruladıklarını bildirse de, tartışma hala devam ediyor.
Çalışan bir hipotez, moleküllerin birbirleriyle fiziksel temasta olmadan bilgi alışverişinde bulunarak iletişim kurabilecekleri ve en azından bazı biyolojik fonksiyonların belirli bir molekülün belirli enerji modları özellikleri tarafından taklit edilebileceğiydi.
Bu düşünceler, biyolojik sinyallemenin elektromanyetik yollarla iletilebileceği spekülasyonuna yol açan keşif araştırmasını bilgilendirdi. 1991 civarında, belirli moleküler sinyallerin hassas biyolojik sistemlere aktarımı, bir amplifikatör ve elektromanyetik bobinler kullanılarak sağlandı.
1995 yılında, bir multimedya bilgisayar kullanarak bu sinyalleri kaydetmek, sayısallaştırmak ve yeniden oynatmak için daha karmaşık bir prosedür oluşturuldu. Fiziksel ve kimyasal bir bakış açısıyla, bu deneyler bir bilmece oluşturuyor, çünkü moleküler sinyallere maruz kalmanın bu tür “su hafızasını” hangi mekanizmanın sürdürebileceği açık değil.
Biyolojik bir bakış açısından bulmaca, damgalanmış etkinin (su yapısı) doğasının biyolojik işlevi nasıl etkileyebileceğidir. Ayrıca, bu gözlemlerin geniş kapsamlı çıkarımları, gözden kaçan artefaktları ortadan kaldırmak için çok sayıda ve tekrarlanan deneysel testler gerektirir. Belki de daha önemli olan, etkinin genelliğini keşfetmek için deneylerin diğer gruplar tarafından ve diğer modellerle tekrarlanmasıdır.
Sonuç olarak, ortaya çıkan bu bağımsız deneysel çalışmalar birbirine benzer sonuçlar çıkarır.
Kaynak [1] https://homeopathy-india.com/wp-content/uploads/2016/01/History-of-Memory-of-Water-1.pdf