Sokrates’in Düşünme Yöntemi
Sokrates Milattan önce 469 yılında Atina’da doğdu, bütün yıl neredeyse aynı elbiseyi giyiyor ve ayakları çıplak dolaşıyordu, bu “çıplak ayaklı filozof” zamanının çoğugunu Atina’da halka açık yerlerde geçirdi.
Sokratesin hayatı sokaklarda insanlarla konusarak, sağduyuyu sorgulamakla geçti, işte bunu yaparkenki düşünce yöntemi :
1. Sağduyuya uygun diye nitelenen bir görüşü yansıtan bir ifade seçin.
- Cesaret savaşta geri çekilmemeyi gerektirir.
- Erdemli olmak varlıklı olmayı gerektirir.
2. Bu görüşü dile getiren kişinin kendine güveniyor ve bu görüşün doğruluğuna inanıyor olmasını bir süreliğine bir kenara bırakarak ifadenin yanlış olduğunu varsayın. İfadenin doğru olamayacağı durumlar ya da bağlamlar bulmaya çalışın.
- Kişi savaşta geri çekilmesine karşın cesur olabilir mi?
- Kişi savaş alanını terketmediği halde cesaretten yoksun olabilir mi?
- Kişi parası olduğu halde erdemsiz olabilir mi?
- Kişi parasız olduğu halde erdemli olabilir mi?
3. Eğer bir istisna bulabildiyseniz, yapılan tanım yanlıştır ya da en azından eksiktir.
- Kişinin, cesur olduğu halde geri çekilmesi mümkündür.
- Kişinin, geri çekilmediği halde cesaretten yoksun olması mümkündür.
- Kişinin, parası olduğu halde sahtekarın teki olması mümkündür.
- Kişinin, parasız olduğu halde erdemli olması mümkündür.
4. Şimdi, başlangıçta kullandığımız ifadeye nüanslar eklemeli ve ifadeyi istisnaları da kapsayacak hale getirmelisiniz.
Kişi hem savaşta geri çekilerek hem de ilerleyerek cesaret gösterebilir.
Parası olanlar ancak bu parayı erdemli yollarla kazandılarsa erdemli diye nitelenebilirler; parası olmayanlarsa, hem erdemli olup hem para kazanmanın mümkün olmayacağı şartlar altında yaşıyorlarsa erdemlidirler.
5. Eğer iyileştirmiş olduğunuz ifadelerle ilgili başka istisnalar bulabiliyorsanız, süreci yineleyin. Tersini ispat edemeyeceğimiz ifadeler doğrudur, tabii eğer insanoğlunun böyle bir doğruya ulaşması mümkünse. İnsan ancak bir şeyin ne olmadığını anlamak suretiyle onun tam olarak ne olduğu bilgisine yaklaşabilir.
6. Aristofanes’ in örtük biçimde ifade etmek istediği ne olursa olsun, düşüncenin ürünü, sezginin ürününden daha üstündür.
Tabii felsefe yapmadan da doğruya ulaşmak mümkündür. Sokrates’ in yöntemini uygulamasak da, parasız insanların hem para kazanıp hem erdemli olmanın mümkün olmadığı şartlar altında yaşıyorlarsa erdemli diye nitelenebileceklerini ya da insanın savaşta geri çekilmesine karşın cesur olabileceğini farkedebiliriz. Ancak o zaman, bizimle aynı fikirde olmayanlara nasıl yanıt vereceğimizi bilemeyebiliriz, tabii sunduğumuz görüşte mantıksal olarak karşı çıkılacak bir yan olup olmadığını önceden düşünüp tartmadıysak. Etkili kişiler, erdemli olmak için paranın kesinlikle gerekli olduğu ya da savaşta geri çekilenlerin feminen olduğu konusunda ısrar edip bizi bastırabilirler. Bize güç kazandıracak karşı argümanlardan (ör. Platia Savaşı, ahlaki açıdan kokuşmuş bir topluluğun zenginliği) yoksun isek, boynumuzu bükerek ya da ters ters “Bence ben haklıyım,” demekten başka çaremiz yoktur. Tabii haklı olduğumuzu da asla kanıtlayamayız.
Kaynak [1] Alaın de Botton Felsefen’n Tesellisi (The Consolations of Philosophy)